Taş devri, maden devri vs derken maske devrine hoşgeldiniz.
Bilge görünümlü soytarıların peşinden gitmek üzere takılan maskelerin altında yatan milyonlarca yüz, yüzbinlercesi işe yatan bedenlerini gizlemekle meşgul.
Herkese adabı muaşeret öğretmeye çalışırlar,
en büyük edepsizlikleri kendilerine saklarlar,
gizli saklı dünyalarında bambaşka formlarda yaşarlar.
Hiçbirimizi olduğumuz gibi kabul etmezler.
Aykırı derler, olmamış bu derler.. hatta daha ileri gider deli derler.
Onlar gibi olmadıkça deliyiz, aykırıyız. Haykırırız “yeteeeeer” diye.
İsyancı da derler bu hadsizler.
Gülümsediğimizde kalender, ağladığımızda zayıf ilan ediliriz.
İlan-ı aşk edersek günah bile derler.
Ne mutlu günahlarıyla başbaşa olanlara çünkü onlar özgürler,
ne mutlu aykırı olanlara çünkü onlar rengarenk,
ne mutlu deli olanlara çünkü onlar cesurlar.
Ritminizin efendisi olduğunuz sürece, kimsenin enstrumanı olmazsınız.
Ben bir davulum gücü yeten vursun, ben bir sazım hadi biri bam telime bassın,
ben bir flütüm hadi biri beni üflesin.
Gücü yeten olursa notalarımı da o yazsın
ama sakın çalamayacağı bir besteyi güftelemeye kalkışmasın.
Kendini maestro olarak gören batonlar…
maskelerinizin ardındaki gerçek kör ve sağır.
Artık bataklığa geldiniz dikkatli olun, o maskeler çok ağır.