Üzerine gelir herşey, kapını kırıp evini basar ışıkları kapatmak üzere,
şeker dolabında ne var ne yok sömürmek üzere,
en sevdiğin şarkıları susturmak için gelir.
Herkes sana karşıdır, bir tek yanlışınla binbir doğrunu yok etmeye çalışırlar,
zihnine müdahale etmek için süvari tutacaklar neredeyse.
Anlamaya çalışırlar her hareketinizi, çünkü anlayınca mücadele bitecek.
“Mücadele etmek nedir, benim zihnimin ne eksiği var” gibi şeyler bilmezler.
Düştüğünüzü görmek için neler vermezler,
verecekleri o kadar “kayıp” vardır ki hayatlarında.
Nefes aldığınız sürece kimsenin sizi tamamıyla anlamasını beklemeyin, nefesinizi yitirmeyin.
Hiçbirimiz eşya değiliz. Tamam son kullanma tarihlerimiz olabilir
ama bu hiçbirimizin kendini satmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor.
Raf ömrü geçiyor diye ucuza gidenlerden olmak istemezsiniz sanırım.
Çocukken bile hep mutlu olmadık, olamadık..
pahalı hazlarımız olmadı belki ama paha biçilemez anlarımız vardı.
Şimdiden tek farkı algı, 2000’li yılların kahrı, şekli, zamanı.. biraz da büyüdük.
Büyüdükçe dünyamızı küçülttük.
Jose çok haklı.. ”Hepimiz büyüktük.
Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve hüzünlü kişiler.” olarak kaldık.
Aylık arşivler: Mart 2015
Büyük aşklar hep çocuk kalır.
KÜSTAH
Küstahsın, belki çok eğleniyorsun kışkırtmaktan.
Dürüst olduğun kadar varsın, onurunla, adınla, ruhunla.
Küstah olarak kazanacakların, küstah olmadan kazanacaklarının yanında sadece kayıptır.
Etraftan uzanan her ele “yıkadın mı” diye sorman,
kibirinle birlikte gö*üne sokulması gereken küstahlığı sadece biraz daha kalınlaştırıyordu.
Böylesi seni daha mutlu edecekse durma lütfen..
Sonrasında yüzünün alacağı şekli görmek için sabırsızlarnıyorum.
Kim bilir belki de bu sana kocaman bir uzay boşluğu kazandırır.
O zaman dilediğince karanlıkta kalma şansın olur.
Karanlıkta parlayacağını düşünüyorsan bu pekte hoş bir düşünce değil açıkçası.
Bilim dergilerinden birinde okuduğum kadarıyla zifiri karanlıkta parlayan tek şey idrardır.
Nasıl.. bu da hoşuna gitti mi?