Tatsız Bir Son.

Geçtiğim yollar eğriydi, çok taş vardı, ayağım sık sık takıldı,

dizlerim yaralandı, dirseklerim parçalandı. Etrafta pek kimse yoktu… ıssız.

Bir telefon kulübesine rastladım, 3-5 dostumu aradım.

“Gel artık, buralar güzel” dediler. Özlemiştim, kandım.

Düz bir yola geldim, dümdüz bir ova, sonunda şehir dedikleri kalabalık, kocaman bir kasaba.

İşte tam orada kalp kırıldı, ruh incindi, bilgelerin yerini soytarılar edindi.

Hiçkimse böyle söylememişti.

Şefkatten, dürüstlükten, incelikten eser yoktu. Yazık, çok tatsız bir son oldu.